Terör örgütü PKK’nın fesih bildirgesinde yer alan ‘’Turgut özel iddiaları’’ 1990’lı yıllarda Türkiye’nin çözüme ne kadar yaklaştığını gözler önüne serdi. Terör örgütü PKK’nın iddiasına göre; Özal ve ekibi çözüm için adım attığı sırada ‘’derin devlet’’ tarafından öldürülüp ortadan kaldırıldı. Tabi bu bir iddiadan ibaret biz o dönem yaşananlara bakacağız.

Terör örgütü PKK fesih kongresinde yaptığı açıklama metnindeki bazı detaylar dikkat çekti. Özellikle ‘’Turgut Özel’’ detayı gündemde yeteri kadar yer almadı. Terör örgütü PKK, Turgut Özal'ın ölümünün PKK ile girdiği ateşkes çalışması sonucunda derin devlet tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti.  

Özal'ın 1990'lı yılların koşullarında PKK ve bölgedeki Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışına girdiği, Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın bu duruma karşın 17 Mart 1993'te ilan edilen ateşkesle karşılık verdiği, ancak yaşanan gelişmeler sonrasında Özal ve ekibinin ‘’derin devlet’’ tarafından öldürülüp ortadan kaldırıldığı öne sürüldü. Peki Turgut Özal Kürt sorunu için ne gibi adımlar atmıştı? 1990’lı yıllara bakalım…

1989’da Türkiye’nin 8’inci Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal, Kürt sorunu olarak adlandırılan kırılgan meselede çözüme en çok yaklaşan ilk isim olmuştu. Ancak 17 Nisan 1993’te beklenmeyen ve şüphe dolu ölümüyle ilk çözüm süreci rafa kalktı.

12 Eylül askeri darbesinden sonra 1983’te ANAP’la iktidara gelen Turgut Özal, 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerindeki askeri noktalara gerçekleştirilen saldırılar ile kendini terör örgütü PKK sorunu ile iç içe buldu. Özal 1984’te PKK’nın ilk saldırılarını “3-5 çapulcunun ayaklanması” olarak yorumladı.

Başbakanlığı döneminde yaşanan saldırılar sıklaşınca, bölgeye askeri yığınak yapılmasının yanı sıra Olağanüstü Hal Bölge Valiliği, köy koruculuğu gibi “askeri güvenlik” politikaları geliştirdi. Kurmayları ile sürekli bölge hakkında brifing aldı.

Ancak yıllar geçtikçe saldırılar arttı, bölgede bulunan sivil halklar zarar gördü. ‘’Güvenlikçi’’ yaklaşım çözüm olmadı. Bölgede yapılan bazı örtülü operasyonlar terör örgütü PKK tabanına sosyolojik olarak destek buldu. Özal meseleyi anladı. 1989’da cumhurbaşkanı olmasını takip eden yıllarda sorunun sadece bir asayiş meselesi olmadığını, bir demokrasi sorunu olduğunu gördü.

‘’BAŞBAKAN OLARAK KÜRT KELİMESİNİ BEN KULLANDIM’’

Özal, 24 Ocak 1991’de Çankaya Köşkü’nde gazetecilerle buluştu. İfadeleri yine tarih sayfalarına girmişti;

Özal; “Kürt-Türk farkını kaldırmamız lazım. Asimilasyon olmaz. Etnik “background”a gidilirse 10-12 milyon diyorlar. Yıllardır takip edilen bir politika var. Kürt denilmemiş. İlk defa bir başbakan olarak Kürt kelimesini ben kullandım. Bu laflar söylendiğine göre bir şeyler yapılacak tabii. Ama kolay değil. Resmi dil Türkçe’dir. Vazgeçilemez. Ama adam kendi dilini kullanacak. Irak’ta demokratik sistemin kurulması bizim için çok önemli.” dedi. Kürtçe’nin serbest bırakılması, Kürt varlığının demokratik olarak tanınması Özal’ın gündemine girmişti.

ABD’ye giderken yaptığı açıklamada ise Bugün TRT Kürtçe’nin olduğu gibi bir kanal fikrini de gündeme getirdi;

Özal; “GAP televizyonunda Kürtçe yayınlara izin verilmesi hususu iyi incelendiğinde Anayasa’ya aykırı bir yönü bulunmadığı görülecektir. Filhakika, anayasamızda buna engel açık bir hüküm yoktur. Tabiatıyla bu bir yorum meselesidir. Bildiğiniz gibi.” Diyordu.

ANAP Milletvekili Adnan Kahveci’ye 1992’de hazırlattığı “Kürt Sorunu Nasıl Çözülmez?” başlıklı raporu bizzat Turgut Özal’ın talimatı ile hazırlamıştı. Raporda “…Türkiye Kürt meselesine çözüm getirmek için saplantısız ve çağdaş düşünmek zorundadır” denildi.

Turgut Özal aynı yıl PKK’lı teröristlerin silahlarını bırakmaları şartı ile “af” ilan edilebileceğini bile dile getirdi. Bu Türkiye’de olan meselelerdi. Peki Kürt tarafından durum nasıl görünüyordu?

ÖZAL: KÜRDİSTAN'I TÜRKİYE'YE BAĞLAYALIM

Gazeteci ve araştırmacı yazar Behram Weledbegi, 6 ciltlik “Barzani ve Kürt Kurtuluş Hareketi” kitabının 5’inci cildi’nde bu konuya özellikle yer bulunuyor. Mesut Barzani, kitabın 127’inci sayfasında, “Raperin’in Ardından Diplomasi ve Dış İlişkiler” başlıklı 7’inci bölümünde, Ankara ziyaretini ve Turgut Özal ile olan sohbetini anlatıyor.

Barzani; ‘’21 Şubat 1992 günü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Süleyman Demirel ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ile görüştük. Özal bize karşı çok açıktı. Görüşmede bize uçuşa yasak bölge ve göçmenlerin geri dönüşü ile ilgili çabalarından bahsetti. Çok cesurca Türkiye’deki durumdan ve Kürtlere nasıl zulüm edildiğinden bahsederek: ‘Türkiye anayasasında bir-kaç madde var, yalnız okuduğumda büyük bir dışlanma olduğunu hissediyorum’ dedi. Özal: ‘Her ne kadar zamana ihtiyaç olsa da bu çarpık anlayışı değiştirmeliyiz. Bu amaç için tüm çaba ve gayretimi seferber edeceğim’ dedi.’’ İfadelerini kullandı.

Barzani, bu bölümün devamında 24 Temmuz 1992’de Beyaz Saray’dan özel bir davet aldığını, parti yönetimi ile yaptığı istişarenin ardından ziyaret için aynı gün yola çıktıklarını belirtiyor.

Barzani; “24 Temmuz 1992’günü öğleden sonra 16:00’da yola çıktık ve 18:00’de Diyarbakır’a ulaştık. Diyarbakır’dan özel bir uçakla İstanbul’a geçtik. İstanbul’da Cumhurbaşkanı Özal ile görüştük ve sonraki gün öğlen yemeğinde konuğu olduk. Çok cömert ve mertçe yaklaştı. Bu görüşmede şu konular ele alındı: 1- İkili ilişkilerin ilerletilmesi ve Türkiye’nin Kürdistan’a destek vermesi 2- Türkiye’de demokratik reform sürecinin devam ettirilmesi 3-Kürt halkının hakları ile PKK’nin eylemlerinin birbirinden ayrı tutulması.

Daha sonra Özal çok önemli bir noktaya değindi ve bunu Mam Celal ile de görüştüğünü söyledi. ‘ABD’yi ziyaret ettiğinizde, Amerikalılara, Irak Kürdistanı’nın federal veya konfederal sistemle Türkiye’ye bağlanması konusundaki görüş ve düşüncelerinin ne olduğunu bir sorun. Çünkü zamanında Musul Vilayeti’nin koparılması ile Türkiye’ye büyük bir haksızlık yapıldı’’ dedi.

Tarafsız Ege Haber; yerel ve ulusal haberleri, özgün içerikler ve tarafsız
bakış açısıyla okuyucusuna sunar. Doğru, hızlı ve ilkeli habercilik ile Ege bölgesinden dünyaya açılan güvenilir bir haber platformudur.
Siyaset, Ekonomi, Spor ve Kriminal alanlarında anlık gelişmeleri aktarır.

ÇOK OKUNANLAR

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ

MEDYA GALERİ