Şair Abdurrahim Karakoç vefatının 13. yılında yâd ediliyor. Türk şiirine kazandırdığı “Mihriban”, “İsyanlı Sükut”, “Hak Yol İslam Yazacağız”, “Gel Gayrı”, “Hasan’a Mektuplar”, “Vur Emri” ve “Omuzumda Sevda Yükü” adlı eserlere imza atan şair ve yazar Abdurrahim Karakoç’un vefatının üzerinden 13 yıl geçti.
Onlar; yaşadıkları döneme maddi manevi anlamda damga vurarak iz bırakıp gittiler. Bugün, Şair Abdürrahim Karakoç’u hayırla yâd ediyoruz.
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi Celâ (eski adıyla Ekinözü) köyünde doğdu. Dedesi, Karakoçoğulları sülalesine mensup Balcı Fakı adıyla tanınan ve aynı zamanda da şair olan Mehmet Efendi’dir.
Ailenin beş erkek çocuğundan ikincisi olarak dünyaya gelen Abdurrahim Karakoç’un ağabeyi şair Bahaeddin Karakoç, kardeşi ise Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliğinden emekli olmuş şair ve yazar Ertuğrul Karakoç’tur. İlkokulu köyündeki Celâ İlkokulu’nda tamamlamış (1944), fakat öğrenimini sürdürmemiş ve bir süre marangozluk yapmıştır.
1953’te askerliğini tamamladıktan sonra bir süre kendilerine ait bağ ve bahçe işlerinde çalışmıştır. Şair, 1958’de Celâ’da belediyenin kurulmasıyla beraber açılan sınavlara girmiş ve belediyede mesul muhasibi olarak yirmi üç yıl görev yapmıştır. 1964 yılında ev hanımı olan Pakize Akın ile evlenmiştir. Abdurrahim Karakoç, belediyedeki görevinden 1981 yılında emekli olmuş ve sonrasında herhangi bir işle de meşgul olmamıştır.
Yazı ve şiir çalışmalarına Ankara’nın Sincan ilçesinde devam eden Abdürrahim Karakoç ciğerlerindeki enfeksiyon sebebiyle hastaneye kaldırılmış, 7 Haziran 2012’de tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hayatını kaybetmiştir. Keçiören’deki Bağlum Semt Kabristanı’nda Şeyh Abdülhâkim Arvasî Türbesi’nin yanında toprağa verilmiştir.